14 Ocak 2015 Çarşamba

Sabahattin Ali Kitaplari

Sabahattin Ali´nin kitaplarini okurken adeta onun hayatini yasamis gibi oluyorum. Öyle ucuk kacik- olmayacak seyler yazmaz Sabahattin Ali; ta icimizdedir sözcükleri, icimizdendir o da cünkü...
Yasasdigi her sey ona Ilham vermistir, mutlaka her kitabinda hayatindan bir kesit vardir. Ya romandaki kadin karaktere asik olmustur, ya o mekanda yasamistir, ya da kötü karakter onu sevmeyen ( ya da onun sevmedigi) bir aile üyesidir.

ICIMIZDEKI SEYTAN:

 
 

  • Sayfa Sayisi: 254
  • Notum        : 4/5
  • Yayinevi      : YKY

 
Ömer sürüye ait bir birey olarak yasasa da sürekli "büsbütün baska bir Hayat" istiyor. Peki bu hayati ondan esirgeyen kimler? Belli ki; Ömer ve Ömer gibilerin gelismesini istemeyen bir güc vardir.
 
"Hic bir sey istemiyorum. Hic bir sey bana cazip görünmüyor. Günden güne miskinlestigimi hissediyorum ve bundan memnunum. Belki bir müddet sonra can sikintisi bile hissedemeyecek Kadar büyük bir gevseklige düsecegim. Insan bir sey yapmali, Öyle bir sey ki... Yoksa hic bir sey yapmamali. Düsünüyorum: elimizden ne yapmak gelir? Hic...
 
Hikaye boyunca sürekli kendisiyle savasir durumda. Insanlarin bu Kadar umarsiz, sorgusuz sualsiz adeta her seyi "kabullenmis" olarak yasamasina anlam veremiyor.
 
"Insanlarin en zayif taraflari, sormadan, arastirmadan, düsünmeden, kafalarini patlatmadan inanmak hususundaki hayret verici temayülleridir. Dünyadaki yalanci peygamberleri yetistirmek ve beslemek icin en iyi gübre, iste bu bilmeden inanmak icin cirpinan kalabaliktir."
 
Kitapta ikdidar sahiplerinin ve iktidara heveslenen ve de bu ugurda her seyi yapabilecek kapasitede olan insanlarin nasil bu hale geldiklerini de su cümlelerle acikliyor:
 
Hepsi cocukluklarindan beri mahrum olduklari kuvvete hasret cekerek ve kendilerini yiyerek bu hale gelmisler. Hakikaten kuvvet sahibi olanlara haset ve imkansizlikla baka baka nihayet kuvveti en büyük,en tapilmaya layik bir mevcudiyet olarak Kabul etmisler... Bu gibi fikirleri doguranlar, daima ezilmeye, yok olmaya mahkum olduklarini hisseden zümrelerdir. Bagirirlar, cagirirlar, ellerine firsat gecerse suni olarak sahip olduklari bu iktidari en vahsi bir sekilde kullanmaya kalkarlar; fakat nihayet hayatin ebedi kanunlarinin pencesi altinda cignenir ve mahvolurlar..."
 
"Siz onlari uzaktan bir sey zannettiniz, fakat yavas yavas ne mal olduklarini gördünüz... Hic hayret etmeyin. Hatta onlarin küstah ve mütecaviz hallerini bile Mazur görün... Cünkü alelade bir insan bile  olmadiklari halde kendilerine bir de Münevver insan payesi verilince ve hayattaki mevki ve itibarlarini kaybetmemek icin bu sifati akla hayale gelmeyecek hokkabazliklarla muhafazaya mecbur kalinca, pek tabii olarak dalavereci olacaklar, ahlaksizlasacaklar ve mütemadiyen birbirlerinin kiymetsizliklerini ortaya vurarak kiymetsizligin esas oldugu kanaatini uyandiracaklar..."
 
Fakat umudunu da kaybetmiyor Ömer... Biliyor ki umut kaybedilebilecek en son seydir.
 
Bereket versin herkes böyle degil,Daha sarp yollardan yürüyen fakat buna mukabil insan denecek bir insan olmak isteyenler de var. Belki pek az... Ama var. Unutmayin ki dünyada en korkunc sey; ümidini kaybetmektir. Bu söyledigim gibilerin az ve henüz kendini tam göstermemis olmasi, günün birinde iyinin, dogrunun ve kiymetlinin Hakim olacagindan ümidi kesmeyi icap ettirmez. Bugün surada burada teker teker yasayan ve calisanlar yarin birlesince bir kuvvet olacaklar ve en kuvvetli silahi: hakli olmak silahini ellerinde tutacaklardir... "
 
Ömer bu insanlar arasinda, böyle yasamak istemiyor. Peki istedigi ve umut ettigi yasantidan onu alikoyan kimdir, nedir? Ömer bunu "Icimdeki Seytan" diye tanimliyor. Ona istemedigi seyleri yaptiran da hep bu seytan iste. Hikaye boyunca onu bu gibi insanlarla muhattap olmaya zorlayan da hep bu seytandir. Fakat en sonunda kendine itiraf eder:
 
"Halbuki ne seytani azizim, ne seytani? Bu bizim gururumuzun, salakligimizin uydurmasi. Icimizde seytan yok, icimizde aciz var... Tembellik var... Iradesizlik, bilgisizlik ve bunlarin hepsinden daha korkunc bir sey: Hakikatleri görmekten kacmak itiyadi var... Hicbir sey üzerinde düsünmeye hatta bir parcacik durmaya alismayan gevsek beyinlerimizle kullanmaya lüzum görmeyerek nihayet zamanla kaybettigimiz bicare irademizle hayatta dümensiz bir sandal gibi dört tarafa savruluyor ve devrildigimiz Zaman kabahati mechul kuvvetlerde, insan iradesinin üstündeki tesirlerde ariyoruz."
 
Yine harika bir Sabahattin Ali kitabi. Okuyun, sizi yaniltmayacak... Baska kitaplarinda görüsmek üzere...
 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder