Türü: Tarihi roman
Sayfa Sayısı: 510
Yayınevi: Koridor Yayıncılık
Notum : 4/5
Iste tarihi roman severlere baska bir tavsiye. Tamam tamam biliyorum, hepiniz coktan okudunuz! (Birazcik gec kalmis olabilirim) Benim yorumlarim okumayanlara zaten :)
Tarihin en çok tartışılan isimlerinden biri olan Hasan Sabbah`in ve fedailerinin hikayesi... Gelecek zamanlarda Avrupa `da Assasins diye anilacak olan Haşhaşileri, fedailerin Alamut kalesi icinde olan asil hikayesini, insan psikilojisinden sonuna kadar faydalanan Sabbah`in korkutucu, felsefik ve cokca zekice olan düsüncelerini okumaya doyamadim.
Cok uzun ama sürükleyici bir roman. Ben Amin Maalouf`un Semerkant`indan sonra okudum. Iki kitabin ortak karakterleri olsa da (Nizamülmülk ve Hayyam gibi) (ama bu kitapta Ömer Hayyam `ìn sadece ismi geciyor) düsünce olarak birbirlerine karsit yazilmislar diyebilirim.
Bir kac alintiyla yazimi bitiriyorum:
- Cünkü duyularimiz bizi aldatir. Etrafimizi kusatan seylerle aramizdaki yegane bag, zekamizin ürünü olan düsüncelerimizdir.
- Hicbir sey dogru degil, her sey mübah.
- Denemedigimi mi saniyorsun? Insanlara hakikati anlatabilmek icin yillarca kelle koltukta gezdim, defalarca ölümden kactim. Insanlar gercekleri duymak istemiyordu, bu yüzden ben de onlara istedikleri seyleri veriyorum artik.
Alamut özellikle okumadığım kitaplardan biridir. Sırf sevmediğim biri okudu diye okumuyorum üstelik ama kitabın iyi olduğundan da adım kadar eminim. Böyle de bir garip insanım.
YanıtlaSilO sevmedigin biri okuyup begendiyse sürekli tavsiye ediyorsa seni anliyorum :) Ayni durumdan ben de muzdaribim. O kadar abarttigi kadar da yokmus diye diye okudum. :)
SilOkumadım... :)
YanıtlaSilBu arada benim de kitabım çıktı! :) Sevgiler... :)